Dosya ne zaman ıslah edilir ?

Cambalkonustasi

Mod
Global Mod
Dosya Ne Zaman Islah Edilir? Gerçekten “Islah” mı, Yoksa Gecikmiş Bir Bahane mi?

Şunu en baştan söyleyeyim: “Dosya ıslahı” denen kavramı yıllardır duyuyoruz ama çoğu zaman neyi ıslah ettiğimiz, neyi meşrulaştırdığımız konusunda ciddi bir kafa karışıklığı var. Mahkeme salonlarında, forumlarda, hukuk fakültelerinde dönüp duran bu kavram aslında bir şeyin düzeltilmesi değil, bazen “geçmiş hataların üstünü örtme sanatı” haline geliyor. Evet, dosya ıslah edilir; ama ne zaman ve neden edilir sorularının yanıtı, işin kalbinde duran etik, stratejik ve insani bir çatışmadır.

Hukukun Onarımı mı, Zaman Kazanma Taktikleri mi?

Bir taraf der ki: “Dosya ıslahı, adaletin gecikmeden sağlanması için bir fırsattır.” Güzel bir teori. Fakat pratiğe gelince çoğu zaman durum öyle değil. Davalar yıllarca sürer, deliller kaybolur, taraflar değişir, avukatlar yenilenir. Sonra bir gün biri çıkar ve “dosyayı ıslah edelim” der. Ne ıslahı? Kim için, neden şimdi? Adaletin gecikmesini telafi etmek mi, yoksa süreci biraz daha uzatmak mı?

Burada erkeklerin ve kadınların yaklaşımları dikkat çekici biçimde ayrışıyor.

Erkekler genellikle stratejik bir perspektiften bakıyor: “Islah etmezsek kaybederiz, risk almayalım.” Onlar için mesele, oyunun kurallarını ustaca kullanmak.

Kadınlar ise olaya daha empatik yaklaşıyor: “Bu dosyada insanlar var, hayatlar var. Gerçek bir adalet hissi olacak mı?”

İki yaklaşımın da haklı yanları var ama gerçek şu: Islah edilen her dosya, aynı zamanda sistemin bir yerinde hata yaptığını itiraf eder.

Adaletin Islahı: Kavramsal Bir Çelişki

“Islah” kelimesi Arapça kökenli, düzeltmek, iyileştirmek anlamına gelir. Fakat dosya ıslahı çoğu zaman geçmişteki yanlış bir stratejinin makyajlanmasıdır. Bir avukat dosyayı ıslah ettiğinde, aslında “evet, o gün yanılmıştım ama şimdi fark ettim” demiş olur. Bu insani bir şeydir, hata yapmak doğaldır. Ancak sorun şu: Sistem, bu hatayı düzeltmeye mi izin veriyor, yoksa hatayı örtmek için mi ıslah kavramını kullanıyor?

Forumda sıkça sorulan bir soru şu olurdu:

“Bir dosyanın ıslah edilmesi, adaletin yeniden doğuşu mudur, yoksa yenilgiyi kabul etmeden önceki son manevra mı?”

Bu sorunun cevabı, hangi tarafta durduğunuza göre değişir. Yargı mensubuysan “usul hatası düzeltildi” dersin, davacıysan “yine zaman kaybettim” dersin. Adaletin terazisi burada titriyor — bazen ıslah edilen dosya, aslında ıslah edilmesi gereken bir sistemin göstergesi haline geliyor.

Stratejik Bir Silah Olarak Islah: Erkeklerin Hamlesi

Forumda kim ne derse desin, erkeklerin hukuk stratejilerinde “ıslahtan faydalanma” eğilimi çok belirgindir. Dosya ıslahı, tıpkı bir satranç hamlesi gibidir: hamle geri alınmaz ama yeniden düzenlenir. Plan değiştirir, zaman kazanır, pozisyon kurtarılır. Bu stratejik bakış açısı, davaları “kazanan-kaybeden” denkleminde tutar.

Ama şu soruyu soralım:

“Adalet bir satranç oyunu mudur? Yoksa herkesin aynı zeminde nefes alabildiği bir vicdan meselesi mi?”

Bu satırları okuyan forumdaşlar arasında muhakkak “usul esastan önce gelir” diyenler olacaktır. Ama ya esas, usulün gölgesinde kaldıysa? Erkeklerin plan odaklı tutumu, hukukun vicdani tarafını çoğu zaman gölgede bırakıyor.

Empati ve İnsan Odaklı Yaklaşım: Kadınların Sesine Kulak Verelim

Kadın hukukçular, davacılar ve mağdurlar genellikle dosya ıslahına bir “duygusal iyileştirme” gözüyle bakıyor. Onlar için mesele sadece belgeler ya da süreler değil; adaletin hissettirilmesi.

“Bir dosya ıslah ediliyorsa, o dosyada bir kalp kırılmıştır” diyor bir kadın forum üyesi.

Bu cümle belki fazla duygusal görünebilir, ama asıl meseleyi özetliyor. Çünkü hukuk sadece belgelerle değil, insanların güven duygusuyla da çalışır. Ve bir dosya sürekli ıslah ediliyorsa, orada güven erozyonu başlamıştır.

Islahın Görünmeyen Bedeli

Her ıslah kararı, aslında geçmişte yapılmayan bir ödevin faturasıdır. Mahkeme, avukat, taraflar… herkes bir şekilde pay sahibidir.

Soruyorum size forumdaşlar:

Bir dosya neden en başında “ıslah” gerektirir hale gelir?

Eksik araştırma mı?

Yetersiz temsil mi?

Yoksa sistematik bir umursamazlık mı?

Dosya ıslahı, adaletin nefesini kesen bir bürokratik soluklanmadır bazen.

Ve bu soluklanmalar uzadıkça, “adalet yerini buldu” cümlesi daha da içi boş hale gelir.

Yeniden Düşünelim: Belki de Islah Edilmesi Gereken Dosya Değil, Biziz

Gerçekten samimi bir soru: Belki de dosyayı değil, bakış açımızı ıslah etmemiz gerekiyor.

Kadınların duyarlılığıyla erkeklerin stratejik zekâsı birleşseydi, belki daha dengeli bir adalet anlayışı ortaya çıkardı.

Empati, stratejiyi öldürmez; strateji de empatiyi küçültmez.

Ama bugün geldiğimiz noktada, dosya ıslahı bireysel hataları değil, kurumsal çürümeyi gizleyen bir perde gibi işlev görüyor.

Forumda bu konuda hararetli tartışmalar çıkacağı kesin. Ama işte tam da o tartışmalar, sistemin kendini ıslah etmesi için gerekli kıvılcım olabilir.

Belki de bu başlık, sadece “dosya ne zaman ıslah edilir” sorusuna değil, “adalet ne zaman onarılır” sorusuna da cevap arayacak.

Peki Sizce Gerçekten Islah Edilen Kim?

Sözü size bırakıyorum, forumdaşlar:

Bir dosya ıslah edildiğinde gerçekten adalet mi iyileşiyor, yoksa sadece sistemin yüzüne sürdüğü yeni bir makyaj mı görüyoruz?

Sizce bir davanın onurunu, insanlığını ve vicdanını ıslah etmek mümkün mü?

Yoksa ıslah, sadece “artık geç kaldık ama bir şeyler yapıyormuş gibi görünelim” demenin kibar hali mi?

Buyurun, tartışma serbest. Ama samimi olalım. Çünkü belki de hepimizin ıslah edilmeye ihtiyacı var — sadece dosyaların değil.
 
Üst