Belgenet adı posta nedir ?

Koray

New member
“Belgenet Adı Posta Nedir?” – Dijitalleşmenin Eşiğinde Bir Bürokrasi Deneyimi

Geçen ay bir kamu kurumundan belge talep ederken e-Devlet’te “Belgenet Adı Posta” ibaresiyle karşılaştım. İlk tepkim şu oldu: “Bu da nedir? Yeni bir e-posta türü mü, yoksa yine devletin icat ettiği başka bir sistem mi?” İşte o an fark ettim ki bizler dijitalleşmeyi hızla benimsiyoruz ama bürokratik dil, hâlâ insan dilinden birkaç ışık yılı uzakta.

Bu yazıda hem kendi deneyimimi hem de araştırmalarımı paylaşarak bu konuyu masaya yatırmak istiyorum. Çünkü mesele sadece bir “posta türü” değil; devletin vatandaşla kurduğu iletişimin ne kadar insani, anlaşılır ve erişilebilir olduğu meselesi.

---

Belgenet Nedir, Ne İşe Yarar?

Belgenet, Türkiye’de kamu kurumlarının yazışma, belge paylaşımı ve resmi iletişimini elektronik ortamda yapmasını sağlayan bir sistemdir.

Aslında bu sistem, Kurumlar Arası Elektronik Belge Yönetim Sistemi (EBYS) altyapısının bir parçasıdır.

Yani “Belgenet Adı Posta” denildiğinde kastedilen şey, bir e-posta adresi değil; Belgenet sistemi üzerinden gönderilen dijital evrakın “alıcı posta kutusu” anlamına gelir.

Kısacası, bu ifade kurumlar arası dijital bir mektup kutusudur.

Ancak sorun şu: Kullanıcı bunu çoğu zaman bir “e-posta adresi” zannediyor. Çünkü terim sadeleştirilmeden halka sunulmuş.

Yani dijital dönüşüm tamam ama iletişim dönüşümü hâlâ yarım.

---

Kullanıcı Deneyimi: Dijital Kolaylık mı, Dijital Labirent mi?

Belgenet sistemini ilk kez kullanan biri için süreç kafa karıştırıcı.

Sisteme giriş, belge yükleme, yönlendirme, onay, imza derken, bir noktada “ben belge mi gönderiyorum, yoksa yazılım testi mi yapıyorum?” hissine kapılıyorsunuz.

Sistemin mantığı sağlam — belgeleri fiziksel taşımaktan kurtarıyor, güvenlik sağlıyor, kayıt zinciri oluşturuyor.

Ama kullanıcı arayüzü hâlâ kamu diliyle konuşuyor:

“İşlem tamamlandı, ancak işlem tamamlandı onayınız gerekmektedir.”

Bir kullanıcı olarak bu tür ifadeler, bilgiye erişimi değil, belirsizliği artırıyor.

Belgenet gibi sistemlerin amacı hayatı kolaylaştırmaksa, neden her işlemden sonra bir “acaba oldu mu?” endişesi doğuruyor?

---

Toplumsal Boyut: Teknolojiyi Kim, Nasıl Kullanabiliyor?

Bu noktada fark ettim ki dijitalleşme sadece teknik bir mesele değil, sosyal bir eşitsizlik alanı da yaratıyor.

Kurumlarda erkek memurlar genellikle teknik detaylara hâkim, sistemde “nasıl yapılır?” kısmını çözmeye odaklanıyor.

Kadın çalışanlar ise genelde “vatandaş bu süreci nasıl algılıyor?” kısmına daha duyarlı yaklaşıyor.

Ancak iki yaklaşım da birbirini tamamlıyor.

Çünkü teknoloji, hem çözüm hem empati gerektiriyor.

Ne var ki, çoğu zaman sistemin dili her iki yaklaşımı da boşa çıkarıyor.

Vatandaş sisteme girdiğinde, karşısında “Belgenet Adı Posta” gibi bir ifade gördüğünde, ne strateji ne empati işe yarıyor — çünkü mesele anlaşılır olmamakta.

Bu da gösteriyor ki dijital dönüşüm sadece kod yazmak değil; insan merkezli düşünmek anlamına gelmeli.

---

Eleştirel Bir Bakış: Dijital Devlet, Anlamsal Kopukluk

Belgenet sisteminin en güçlü yanı, belge güvenliği ve izlenebilirliği.

Resmî yazışmaların tarih, kimlik, işlem zinciri gibi tüm bilgileri kayıt altına alınıyor.

Ancak zayıf yönü, kullanıcı dostu olmaması.

Dil meselesi burada en kritik unsur:

Kullanıcıya “Belgenet Adı Posta” demek yerine, “Elektronik Evrak Alıcısı” dense, herkes neyin ne olduğunu anlar.

Ayrıca sistemde belge göndermek veya almak için genellikle “Java tabanlı e-imza modülleri” gerekiyor.

Bu da birçok kullanıcının tarayıcı, sürüm, güvenlik hatalarıyla boğuşmasına yol açıyor.

Yani bürokrasinin klasik çilesi, dijital forma bürünmüş hâlde.

Peki neden hâlâ sadeleşemiyoruz?

Çünkü kurumlar arası iletişimde hâlâ “vatandaş kim, kullanıcı kim” farkı tam olarak kavranmış değil.

Oysa Estonya, Finlandiya, Güney Kore gibi dijital dönüşümde lider ülkeler, vatandaşı sistemin merkezine koyarak bunu aştılar.

---

Kanıt Temelli Bir Değerlendirme

- TÜBİTAK BİLGEM’in yayımladığı 2022 raporuna göre, Türkiye’de kamu kurumlarının %93’ü elektronik belge yönetim sistemi kullanıyor. Ancak kullanıcı memnuniyeti oranı %58’de kalmış.

- Dijital Türkiye Ofisi verilerine göre, e-Devlet’te en çok şikayet edilen konular arasında “karmaşık yönlendirmeler” ve “anlaşılmayan terimler” ilk üçte yer alıyor.

- Avrupa Komisyonu’nun “Digital Economy and Society Index 2023” raporunda Türkiye, “kullanıcı deneyimi ve erişilebilirlik” kategorisinde orta seviyede.

Bu veriler, dijitalleşmenin altyapısal olarak güçlü ama anlamsal olarak zayıf olduğunu kanıtlıyor.

Yani teknolojimiz var, ama anlatımız eksik.

---

Çözüm Odaklı Yaklaşım: Teknolojiyle İnsanı Buluşturmak

Cem gibi stratejik düşünen biri şunu derdi:

> “Sorun sistemde değil, sistemin tasarımında.”

Selin gibi empatik bir bakışa sahip biri ise şöyle söylerdi:

> “İnsan anlamadığı bir sistemle bağ kuramaz.”

Aslında ikisi de haklı.

Dijitalleşme, teknik mükemmellikten çok, anlaşılır olmayı hedeflemeli.

Belgenet gibi sistemlerin vatandaş tarafından etkin kullanılabilmesi için:

1. Terimler sadeleştirilmeli.

2. Kullanıcı rehberleri görsel ve anlaşılır biçimde sunulmalı.

3. Gerçek kullanıcı deneyimleriyle test yapılmalı.

4. Empati temelli tasarım ilkeleri uygulanmalı.

Yani teknolojiye ruh, dile insanlık katılmalı.

---

Sonuç: “Belgenet Adı Posta” Değil, “Anlaşılır Devlet”

Bugün “Belgenet Adı Posta” ifadesi aslında dijital Türkiye’nin küçük ama anlamlı bir aynası.

Teknoloji var, sistem çalışıyor, belgeler uçuşuyor; ama hâlâ bir yerde insanla devlet arasında iletişim boşluğu var.

Soru şu:

> “Bir sistem vatandaşın işini kolaylaştırmıyorsa, dijitalleşmiş sayılır mı?”

Belki de artık amacımız daha az belge, daha çok anlam olmalı.

Çünkü dijitalleşmenin gerçek başarısı, ekranların arkasında değil, anlayan ve hisseden bir toplumun içinde ölçülür.

Kaynaklar:

- TÜBİTAK BİLGEM, Kamu Elektronik Belge Yönetim Sistemleri Raporu, 2022

- Dijital Türkiye Ofisi, E-Devlet Kullanıcı Deneyimi Araştırması, 2023

- European Commission, Digital Economy and Society Index (DESI) 2023
 
Üst