COVİD-19 hastalığını yavaşça ya da ağır geçirmiş olun, daha sonrasında 3 ay kadar sürebilen bir hastalık tanımlıyor tıp topluluğu. Tüm bedeni ilgilendiren 250 kadar yakınmaya sebep olabiliyor, genel yorgunluk ve halsizlik, kas eklem ağrıları, romatizmal yakınmalar, vb. yani tüm sistemleri tutabiliyor, her hastalığı yapabiliyor demektir bu. Bence bir hastalık ismi koymaya çalışmadan direkt tedavi ve korunmaya geçmeliyiz.
Pandemi sırasında da dikkat cazipti, bağışıklığı ve metabolizması regüle olmayan, nizamlı çalışmayan bireylerde hastalığın ağır seyrettiğini, ölümlere sebep olduğunu gördük. Bu bireylerin aşılanmasını da bu yüzden destekledik. Lakin dikkatimizi çeken öbür bir bulgu, virüsün yaşlıda da gençte de, ağır hasta olanlarda da bilinen bir hastalığı olmayan turp üzere sağlam insanlarda da, aşılılarda da aşı olmayanlarda da vefata yol açabilmesiydi. Ortak bir nokta aradığımızda gorebildiğim, bu bireylerde temel bir varoluş algısı bozukluğu olabileceğidir; İnsanın, daha temelde, sıhhatini düzgün tutan, kendisi ve etrafını oluşturan dünyasıyla ilgili geliştirdiği, sahip olduğu görüş…
Homeopati bilimi hastalığın temel niçininin “delüzyon” yani algının yanlış olması diye özetlemek gerekirse belirtebileceğimiz bir yanılgıdan kaynaklandığını anlatır. Bu delüzyonun güç alanımızın en sübtil üst katmanlardaki varlığımızı etkileyerek, doğduğumuzdan beri geliştirdiğimiz temel inanışlarımızı etkilediğini müellif. Bu yanlış inanışlar, yanlış fikirler ve hisler, ruhsal ve fizikî bozukluklarımıza hiyerarşik olarak sirayet eder ve bizim hastalık diye bildiğimiz regülasyon dengesizliklerine yol açar. Tedavi için fizikî düzlemde vücudu düzgünleştirmeye çalışmanın yetersiz olduğunu, bütüncül bakışın koşul olduğunu bu yüzden söylüyoruz.
Bağışıklık, parasempatik sistem denen otonom hudut sisteminin aktifliği ile çalışır, gerilim ile aktive olan sempatik sistem ile baskılanır. Sevgi ve müsamaha, huzur, olumlu düşünme üzere verimli hallerin haricindeki tüm his durumları bağışıklığı bozar, zayıflatır. Hastalıktan, hasta olmaktan korkmak, ürkmek, tiksinmek, ne derseniz deyin sizi tam da kaçındığınız noktaya getirebilir. Genel olarak kendiniz ve dışardaki hastalık ile ilgili olumlu bir ruh hali geliştirmelisiniz. Bu her rahatsızlık için bu biçimdedir, yavaşça ya da ağır…
Size teklifim, hastalıktan kaçınırken gerekli tedbirleri alırken bir yandan kendinizi inançta hissetmeniz; hasta olsanız bile bunun süreksiz bir durum olduğuna, sebep olan düşünsel, davranışsal ve fizikî alışkanlıklarınızda gerekli düzenlemeleri yaptığınızda vücudunuzun bu bozuklukla başa çıkabileceğine inanmanızdır. Düzgün beslenin, ruh halinizi olumlu tutun, idman ve yürüyüşler yapın, gücünüzü düzenleyecek ritüelleriniz olsun ve bıkmadan üşenmeden bunları günlük uygulayın… gerisi Allah Kerim.
Sevgiyle kalın
Dr. Hüseyin Güray Alın
Pandemi sırasında da dikkat cazipti, bağışıklığı ve metabolizması regüle olmayan, nizamlı çalışmayan bireylerde hastalığın ağır seyrettiğini, ölümlere sebep olduğunu gördük. Bu bireylerin aşılanmasını da bu yüzden destekledik. Lakin dikkatimizi çeken öbür bir bulgu, virüsün yaşlıda da gençte de, ağır hasta olanlarda da bilinen bir hastalığı olmayan turp üzere sağlam insanlarda da, aşılılarda da aşı olmayanlarda da vefata yol açabilmesiydi. Ortak bir nokta aradığımızda gorebildiğim, bu bireylerde temel bir varoluş algısı bozukluğu olabileceğidir; İnsanın, daha temelde, sıhhatini düzgün tutan, kendisi ve etrafını oluşturan dünyasıyla ilgili geliştirdiği, sahip olduğu görüş…
Homeopati bilimi hastalığın temel niçininin “delüzyon” yani algının yanlış olması diye özetlemek gerekirse belirtebileceğimiz bir yanılgıdan kaynaklandığını anlatır. Bu delüzyonun güç alanımızın en sübtil üst katmanlardaki varlığımızı etkileyerek, doğduğumuzdan beri geliştirdiğimiz temel inanışlarımızı etkilediğini müellif. Bu yanlış inanışlar, yanlış fikirler ve hisler, ruhsal ve fizikî bozukluklarımıza hiyerarşik olarak sirayet eder ve bizim hastalık diye bildiğimiz regülasyon dengesizliklerine yol açar. Tedavi için fizikî düzlemde vücudu düzgünleştirmeye çalışmanın yetersiz olduğunu, bütüncül bakışın koşul olduğunu bu yüzden söylüyoruz.
Bağışıklık, parasempatik sistem denen otonom hudut sisteminin aktifliği ile çalışır, gerilim ile aktive olan sempatik sistem ile baskılanır. Sevgi ve müsamaha, huzur, olumlu düşünme üzere verimli hallerin haricindeki tüm his durumları bağışıklığı bozar, zayıflatır. Hastalıktan, hasta olmaktan korkmak, ürkmek, tiksinmek, ne derseniz deyin sizi tam da kaçındığınız noktaya getirebilir. Genel olarak kendiniz ve dışardaki hastalık ile ilgili olumlu bir ruh hali geliştirmelisiniz. Bu her rahatsızlık için bu biçimdedir, yavaşça ya da ağır…
Size teklifim, hastalıktan kaçınırken gerekli tedbirleri alırken bir yandan kendinizi inançta hissetmeniz; hasta olsanız bile bunun süreksiz bir durum olduğuna, sebep olan düşünsel, davranışsal ve fizikî alışkanlıklarınızda gerekli düzenlemeleri yaptığınızda vücudunuzun bu bozuklukla başa çıkabileceğine inanmanızdır. Düzgün beslenin, ruh halinizi olumlu tutun, idman ve yürüyüşler yapın, gücünüzü düzenleyecek ritüelleriniz olsun ve bıkmadan üşenmeden bunları günlük uygulayın… gerisi Allah Kerim.
Sevgiyle kalın
Dr. Hüseyin Güray Alın