Memleket isterim şiiri kime ait ?

Selin

New member
Memleket İsterim Şiiri Kime Ait? Gelin Biraz Derinlemesine İrdeleyelim!

Düşünsene, bir sabah uyanıyorsun, çayını demlemişsin, gazeteyi açmışsın ve hemen karşısına, "Memleket isterim!" diyen birinin dizeleri çıkıyor. Hadi bakalım, şimdi kimdir bu adam, diye soruyorsun içinden. Kafanda bir takım adlar dönmeye başlıyor. Ahmet Haşim mi? Yahut belki de Necip Fazıl? Evet, azıcık kafanda karışıklık oldu, değil mi? İşte tam burada devreye girmem gerek! Çünkü bu şiirin yazarını keşfetmek aslında pek de zor değil. Ama yazarının kim olduğunu öğrenmek, bazen düşündüğümüzden çok daha fazlasını anlamamıza yol açar.

Şiirin Perdesi: "Memleket İsterim" Kimdir, Ne Yapar?

Şimdi biraz geriye dönelim. "Memleket isterim" şiiri, şair ve yazar Nâzım Hikmet'e ait. Hani şu Türkiye’nin en önemli edebiyatçılarından biri olan, şiirleriyle kalpleri ısıtan, bazen de acıtıveren Nâzım Hikmet. Şiir, memleketin derdini, özlemini ve hayalini anlatan bir başyapıt olarak kabul ediliyor. Nâzım, işte tam da bu noktada "memleket" kelimesini farklı bir şekilde ele almış. Memleket sadece bir toprak parçası değil, insanın içinde yaşayan, zamanla şekillenen bir kavram. Düşünsene, Nâzım’ın gözünden memleket bir çeşit "dünya görüşü"ne dönüşüyor.

Peki, bu şiirle ilgili hemen bir sorum var: Memleket gerçekten yalnızca toprak mı, yoksa bir kavram mı? İçinde Nâzım’ın arzu ettiği gibi bir barış ve huzur var mı? Belki de bu sorular, şiirinin anlamını daha derinlemesine kavramamıza yol açar.

Erkekler Çözüm Ararken, Kadınlar Duygusal Bağ Kuruyor: Nâzım’ı Anlamak İçin Farklı Perspektifler

İşte burada işin içine erkeklerin ve kadınların bakış açıları giriyor. Çünkü Nâzım’ın şiirine yaklaşırken, hem erkeklerin "çözüm odaklı" hem de kadınların "ilişki ve empati odaklı" perspektifleri farklı açılımlar sunuyor.

Mesela, Faruk var. Faruk, işin stratejik kısmına odaklanan biri. Onun gözünde, Nâzım’ın “memleket” dediği şey, bir sorun çözme aracıdır. Onun için memleketin dertleri, tüm çözüm önerilerinin toplandığı bir platform gibidir. Nâzım’ın şiirindeki "memleket isterim" diyerek verdiği mesaj, aslında sosyal adaletin sağlanması gerektiğini ve her bireyin eşit haklara sahip olması gerektiğini anlatır. Faruk buna hemen stratejik bir çözüm önerisi getirir: "Devletin daha fazla yatırım yapması, işsizlik oranlarının düşürülmesi, eğitim sisteminin güçlendirilmesi..." Yani, memleketin dertleri çözülmelidir, bir an önce.

Ama Duygu var bir de. Duygu, daha empatik bir bakış açısına sahip. O, "memleket" dedikçe, sadece coğrafi bir yer aklına gelmez. O, her bir insanın içinde yaşadığı, hissettiği bir yerdir. Nâzım’ın şiirinde anlatılan "memleket", sadece toprakla sınırlı değildir, aynı zamanda insanın duygusal ve kültürel bağlarını ifade eder. Duygu’ya göre, Nâzım’ın şiiri, insan haklarının korunması, eşitliğin sağlanması, toplumsal huzurun yaratılması gibi duygusal derinliği olan bir taleptir. Kadın bakış açısıyla, memleketin şekillenmesi için öncelikle ilişkilerin, duygusal bağların ve empatik yaklaşımların güçlendirilmesi gerekir.

Nâzım’ın Şiirinin Dünü ve Bugünü: Toplumsal Değişim Üzerine Bir Yolculuk

Şimdi biraz da bu şiirin tarihsel anlamını sorgulayalım. Nâzım Hikmet’in yazdığı dönemde, Türkiye’nin sosyal yapısı çok farklıydı. Bu şiir, o dönemin sıkıntılarının, insanların adalet, özgürlük ve eşitlik taleplerinin bir yansımasıydı. Nâzım, bu şiirle sadece bir memleket istemiyordu; aynı zamanda halkın duygularını, umutlarını ve isteklerini bir araya getiriyordu. Bugün hâlâ, "Memleket isterim" diye bağıran bir halk var mı, peki?

Tabii, bu sorunun cevabı oldukça karmaşık. Çünkü her çağın kendine göre bir memleket anlayışı var. Bugün, özellikle büyük şehirlerde yaşayan gençlerin, bir zamanlar Nâzım’ın dertlerini paylaştığı "memleket" ile bambaşka beklentileri olabilir. İşte burada, memleketin ne olduğuna dair bireysel bir sorgulama başlıyor: Herkesin "memleket"i farklı bir anlam taşıyor.

Bugün Nâzım’ın "Memleket"i: Gerçekten İstediğimiz Memleket Var mı?

Peki, Nâzım’ın "memleketi" bugün ne ifade ediyor? Belki de hepimizin aynı yere bakıyor olmasına rağmen, farklı şeyler görmemiz şaşırtıcı değil. Sosyal medya üzerinden "memleket"i tartışırken, herkesin istediği "memleket" farklı. Hani şu, birinin daha az sıkıntı çekmesini isteyen, diğerinin sadece daha çok rahat yaşamak isteyen herkesin bambaşka bir "memleket" tarif etmesi…

İşin bir başka ilginç boyutu da şudur: Memleket deyince, sadece yerel bir aidiyet duygusu akla gelmemelidir. Bugün artık küreselleşen bir dünyada, "memleket" kelimesi, her birimizin yaşadığı dijital ortamda, insan hakları, çevre sorumluluğu ve kültürel çeşitlilik gibi kavramlarla şekilleniyor. Yani, "memleket" dediğimiz şey, sadece bir yerin adı değil, içinde yaşadığımız dünyadır. Ve belki de bu dünyayı gerçekten değiştirmek için hepimizin biraz Nâzım’ın şiirindeki kadar cesur olmamız gerekecek.

Sonuç: Gerçekten Memleket İstiyor Muyuz?

Şimdi, bu kadar konuştuğumuzdan sonra, hepimiz bir an durup düşünmeliyiz: Memleketi gerçekten istiyor muyuz? Nâzım’ın "memleket" anlayışını sadece nostaljik bir şekilde mi hatırlıyoruz, yoksa hâlâ bu hayali gerçekleştirmek için bir adım atmaya hazır mıyız? Hadi, hep birlikte biraz daha düşünelim ve belki de memleketimizi bir arada inşa etmenin yollarını bulalım. Sizin için "memleket" nedir?
 
Üst