Egzistansiyalizm nasıl anlaşılır ?

kunteper

Mod
Global Mod
Egzistansiyalizm Nasıl Anlaşılır?

Egzistansiyalizm, özellikle 20. yüzyılın ortalarında felsefi ve edebi alanda büyük etkiler yaratmış, bireyin varoluşsal durumunu merkezine alan bir düşünce akımıdır. Karmaşık görünen bu felsefe, aslında insanın kendi varlığıyla yüzleşmesini ve hayatı anlamlandırma çabasını ifade eder. Ancak egzistansiyalizmi anlamak isteyen birçok kişi için bu akımın içeriği oldukça soyut ve kafa karıştırıcı olabilir. Bu makalede "Egzistansiyalizm nasıl anlaşılır?" sorusuna net ve sade yanıtlar sunarken, bu konuyla ilgili sık sorulan benzer sorulara da açıklık getireceğiz.

Egzistansiyalizm Nedir?

Egzistansiyalizm (varoluşçuluk), bireyin varoluşunu, özgürlüğünü, seçimlerini ve yaşamın anlamsızlığı karşısındaki duruşunu konu alan bir felsefi akımdır. Başlıca temsilcileri arasında Jean-Paul Sartre, Albert Camus, Martin Heidegger ve Søren Kierkegaard yer alır. Bu düşünürler farklı bakış açılarına sahip olsalar da, ortak noktaları bireyin dünyaya "atılmışlığı" ve bu dünyada kendi anlamını yaratma zorunluluğudur.

Egzistansiyalizm Nasıl Anlaşılır?

Egzistansiyalizmi anlamak için birkaç temel kavramı sindirmek gerekir:

1. Varoluş özden önce gelir: Bu görüşe göre insan önce vardır, sonra kim olacağına kendi karar verir. Yani doğuştan gelen bir öz ya da kader yoktur; birey seçimleriyle kendini inşa eder.

2. Özgürlük ve sorumluluk: İnsan tamamen özgürdür; fakat bu özgürlük beraberinde büyük bir sorumluluk getirir. Seçim yapmamak da bir seçimdir ve sonuçları bireyin kendisine aittir.

3. Anlamsızlık ve absürd: Hayatın kendiliğinden bir anlamı yoktur. Birey, bu anlamsızlıkla başa çıkmak zorundadır. Camus’nün "Sisifos Söyleni" bu konuyu oldukça iyi açıklar.

4. Kaygı ve yabancılaşma: Egzistansiyalizme göre insan, özgürlüğü ve bilinmezlikle yüzleştiğinde kaçınılmaz olarak kaygı duyar. Ayrıca toplumun beklentileri karşısında kendine yabancılaşabilir.

5. Otantiklik: Kendi yaşamını başkalarının beklentilerine göre değil, kendi değerlerine göre yaşamak otantik bir varoluşun göstergesidir.

Egzistansiyalist Düşünceyi Anlamaya Yardımcı Olacak Sorular ve Yanıtlar

Soru: Egzistansiyalizm tanrıtanımaz (ateist) bir felsefe midir?

Hayır, her zaman değil. Egzistansiyalizm hem ateist hem de teist biçimleriyle ortaya çıkmıştır. Jean-Paul Sartre ve Albert Camus gibi düşünürler ateist egzistansiyalizmi temsil ederken, Kierkegaard gibi isimler Tanrı inancını merkeze alan teist egzistansiyalizmi savunmuştur. Ortak nokta ise bireyin inanç dahil her konuda kendi anlamını yaratması gerektiğidir.

Soru: Egzistansiyalizm neden bu kadar karamsar bir felsefe olarak görülüyor?

Bu felsefe, bireyin varoluşsal yalnızlığını, özgürlüğün getirdiği yükleri ve hayatın nesnel bir anlamının olmayışını açıkça dile getirir. Bu unsurlar bazılarına karamsar gelebilir; ancak egzistansiyalistler bu durumu bir çağrı olarak görür: Hayat anlamsızsa, anlam yaratma gücü de tamamen sende demektir.

Soru: Egzistansiyalist düşünceyi günlük yaşama nasıl uygulayabiliriz?

En basit haliyle, kendi kararlarını alarak ve sorumluluk üstlenerek yaşayarak. Toplumun, ailenin veya geleneklerin değil, kendi değerlerinin rehberliğinde yaşamak egzistansiyalist bir tutumdur. İşinden nefret eden birinin "geçim derdi" bahanesiyle hayatını heba etmesi yerine, risk alarak kendi yolunu çizmesi bu anlayışa uygundur.

Soru: Egzistansiyalizm ile nihilizm aynı şey midir?

Hayır. Nihilizm, hayatın hiçbir anlamı olmadığını savunurken ve çoğu zaman pasif bir umutsuzluk içerirken, egzistansiyalizm bu anlamsızlıkla yüzleşip yeni bir anlam inşa etmeye çalışır. Camus’nün ifadesiyle, “Hayat anlamsızsa, bu bizim onu anlamlı kılmakla yükümlü olmadığımız anlamına gelmez.”

Soru: Egzistansiyalist felsefeyi anlamak için hangi kitaplar okunmalıdır?

- Jean-Paul Sartre – Varlık ve Hiçlik

- Albert Camus – Yabancı, Sisifos Söyleni

- Søren Kierkegaard – Korku ve Titreme

- Martin Heidegger – Varlık ve Zaman

- Simone de Beauvoir – İkinci Cins

Kurgu eserlerle başlamak, bu felsefeyi daha kolay anlamanızı sağlayabilir. Camus’nün Yabancı romanı, bireyin toplumla yabancılaşmasını çarpıcı biçimde işler.

Soru: Egzistansiyalizme göre “iyi” ya da “doğru” nedir?

Bu felsefe, ahlaki değerlerin mutlak değil, bireysel olduğunu savunur. Yani “iyi” ya da “doğru” tek bir ölçüyle belirlenemez. Kendi değerlerine göre yaşamak, iç tutarlılık ve sorumluluk almak temel kriterlerdir. Sartre’ın deyimiyle: “Eylemlerimizle insanlığı şekillendiririz.” Bu, etik kararların sadece bizi değil tüm insanlığı etkilediği anlamına gelir.

Soru: Egzistansiyalizm ile psikoloji arasında bir bağ var mı?

Evet. Özellikle varoluşçu psikoloji, bu felsefeden büyük ölçüde beslenmiştir. Viktor Frankl’ın “logoterapi” yaklaşımı, bireyin yaşamda anlam arayışını psikoterapiyle bütünleştirir. Aynı şekilde Rollo May gibi psikologlar da egzistansiyalist ilkeleri terapide kullanmışlardır.

Egzistansiyalist Tavrın Özeti

Egzistansiyalizm, hayata dair kalıpları kırmakla ilgilidir. Hazır sunulan anlamlar yerine kendi anlamını yaratmayı önerir. Başkalarının senin için ne düşündüğünden çok, senin kendin için ne düşündüğün önemlidir. Zor, evet. Ancak özgürlük de risk gerektirir.

Sonuç olarak, egzistansiyalizmi anlamak için önce yaşamla ilgili sorular sormaya cesaret etmek gerekir:

- Gerçekten istediğim hayatı mı yaşıyorum?

- Kendi kararlarımı mı alıyorum, yoksa bir başkasının senaryosunu mu oynuyorum?

- Hayatın anlamını beklemek yerine, onu ben yaratabilir miyim?

Bu sorulara verilen dürüst yanıtlar, sizi egzistansiyalist bir yaşam pratiğine götürür. Çünkü egzistansiyalizm, kitaplarda değil, hayatta yaşanır.
 
Üst