Darülaceze'ye kimler gidebilir ?

Selin

New member
Darülaceze'ye Kimler Gidebilir? Toplumsal Cinsiyet, Irk ve Sınıf Perspektifinden Bir Analiz

Herkese merhaba! Bugün, yaşlıların bakım ve yaşam koşullarına yönelik çok önemli bir konuya değineceğiz: Darülaceze’ye kimler gidebilir? Bu, sadece bir yaşlı bakım evi meselesi değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörlerin de etkilediği bir konu. Bu yazı, bu faktörlerin Darülaceze gibi kurumlara erişimi nasıl şekillendirdiğine dair bir inceleme sunmayı amaçlıyor. Hem kadınların hem de erkeklerin, bu kurumlara erişim hakkındaki farklı bakış açıları üzerinden, eşitsizlikler ve toplumsal normlarla nasıl yüzleştiğimizi tartışacağız.

Hadi, bu önemli soruya ve onun ardındaki toplumsal dinamiklere daha yakından bakalım.

---

Darülaceze Nedir? Toplumsal Kontekste Tanımı

Darülaceze, Osmanlı İmparatorluğu'ndan bu yana, yaşlı, kimsesiz ve bakıma muhtaç bireylere yardım ve bakım sağlayan bir kuruluştur. Bugün, Darülaceze'nin anlamı genişlemiş ve sadece yaşlılara değil, engellilere, kimsesizlere ve yardıma muhtaç diğer bireylere de hizmet vermeye başlamıştır. Ancak Darülaceze'ye kimlerin kabul edileceği sorusu, yalnızca sağlık ve bakım ihtiyacı ile ilgili bir mesele değildir. Aynı zamanda toplumsal yapılar, sınıf farklılıkları ve bazen de toplumsal cinsiyet gibi faktörlerin etkili olduğu bir konudur.

---

Sosyal Yapılar ve Erişim Hakkı: Sınıf, Cinsiyet ve Irkın Rolü

Darülaceze'ye kimlerin gidebileceği sorusu, esasen çok katmanlı bir sosyal sorudur. Her bireyin bu tür kurumlara erişimi, o kişinin yaşadığı toplumsal yapıya, ekonomik statüsüne, hatta bazen cinsiyetine kadar birçok faktöre bağlıdır.

1. Sınıf ve Ekonomik Erişim:

Sosyal sınıf, Darülaceze'ye erişimi doğrudan etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Türkiye’deki Darülacezeler, genellikle devletin sağladığı ve toplumsal yardım alanında önemli bir rol üstlenen kurumlardır. Ancak, ekonomik olarak düşük gelirli aileler, yaşlılık dönemlerinde zor durumda kaldığında Darülaceze'ye başvurabilirken, yüksek gelir grubundan bireyler genellikle özel bakım evlerini tercih eder. Bu durum, sınıfsal ayrımları daha da derinleştirir ve bazı bireylerin daha fazla seçenek ve fırsata sahip olduğunu gösterir.

2. Cinsiyet ve Toplumsal Normlar:

Kadınlar, toplumsal normlar gereği genellikle daha fazla bakım gereksinimi duyan bireyler olarak görülür. Bu, Darülaceze'ye başvuran kadınların genellikle daha yüksek oranda olduğu anlamına gelir. Kadınların daha uzun yaşam süreleri, erkeklere göre sağlık sorunlarını daha fazla deneyimlemeleri ve genellikle tek başlarına yaşama eğilimleri, onların bakıma olan ihtiyacını artırır. Ayrıca, toplumsal cinsiyet normları kadınları genellikle ev içi rollerle sınırlı tutar, bu da yaşlılıkta daha fazla bağımsızlık ve bakım ihtiyacı anlamına gelebilir. Kadınların yaşlılık dönemi için toplumsal yapıların sunduğu daha az fırsat, onlara Darülaceze gibi kurumların daha yakın olduğu bir durumu yaratır.

Öte yandan erkekler, toplumsal olarak “güçlü” ve “bağımsız” olarak tanımlandıkları için, yaşlılıklarında da daha az bakım talep edebilirler. Ancak, erkeklerin sağlık sorunları yaşadıklarında, genellikle aile üyelerinin veya profesyonel bakıcıların yardımına ihtiyaç duydukları görülür. Dolayısıyla, erkekler için de Darülaceze gibi kurumlar, bazı toplumsal normların ve dayanışmanın dışında bir seçenek olabilir.

3. Irk ve Etnik Farklılıklar:

Irk ve etnik kimlik de Darülaceze gibi kurumlardaki erişim üzerinde belirleyici olabilir. Türkiye’deki Darülacezeler, öncelikle Türk vatandaşlarına hizmet vermektedir, ancak özellikle göçmenler ve mülteciler için erişim daha sınırlıdır. Zor durumda olan bu gruptaki bireylerin Darülaceze’ye kabul edilmesi genellikle daha karmaşık ve bazen politik engellerle sınırlıdır. Yani, sadece yaşlılık ve bakım ihtiyacı değil, aynı zamanda etnik köken, göçmenlik statüsü ve toplumsal aidiyet de önemli bir faktör haline gelir.

---

Kadınlar ve Erkekler: Farklı Yaklaşımlar ve Erişim Sorunları

Kadınların ve erkeklerin Darülaceze'ye başvuruları üzerindeki etkilerini ele alırken, toplumsal cinsiyet normlarının rolünü göz ardı edemeyiz. Kadınların toplumsal olarak daha fazla sosyal bağ kurmaya eğilimli oldukları ve aile bağlarının genellikle kadınlar üzerinden kurulduğu düşünüldüğünde, yaşlılıkta yalnız kalan kadınların başvuruları daha yüksek olabilir. Aynı zamanda, kadınların bakım ihtiyacı daha fazla olduğu için Darülaceze'ye başvurduklarında daha fazla empatinin devreye girdiği bir ortamla karşılaşmaları mümkündür.

Erkekler için ise, çözüm odaklı düşünme eğilimlerinin ön planda olması, çoğu zaman yaşlılıkta kendi başlarına hayatlarını sürdürebilme arzusunu pekiştirir. Kadınlar, yaşlılıklarında bakım isteyen bireyler olarak toplumda daha görünürken, erkeklerin böyle bir ortamda olmaları toplumsal normlar nedeniyle daha az görülür. Ancak bu durum, yalnızca toplumsal baskı ve normlardan kaynaklanmaz; aynı zamanda erkeklerin yaşlılıklarında kendi bağımsızlıklarını koruma arzusuyla da ilişkilidir.

---

Erişim Sorunları ve Toplumsal Yapının Yansıması: Hangi Çözüm Yolları Var?

Darülaceze’ye erişimin sınırlı olduğu durumlar, toplumsal eşitsizliklerin bir yansımasıdır. Sınıf, cinsiyet ve ırk gibi faktörlerin kesişiminde, bazı bireylerin bu kurumlardan yararlanabilmesi, diğerlerine göre çok daha zor olabilir. Bu eşitsizliklerin çözülmesi için önce toplumsal yapının değişmesi gerekir.

Kadınların ve erkeklerin bakım ihtiyaçlarının eşit derecede dikkate alındığı, herkesin eşit bir şekilde sosyal destek alabileceği bir ortam yaratmak gerekir. Bu, yalnızca devletin Darülaceze gibi kurumlara sunduğu desteği artırmakla kalmaz, aynı zamanda toplumun da bu kurumlara daha açık ve kapsayıcı bir şekilde yaklaşmasını gerektirir.

Peki, sizce Darülaceze gibi kurumların toplumsal eşitsizlikleri daha da derinleştirmemesi için neler yapılabilir? Kadınların ve erkeklerin yaşlılık bakımına dair toplumsal bakış açıları nasıl değiştirilebilir?

---

Sonuç: Darülaceze’ye Erişim ve Toplumsal Eşitsizlikler

Darülaceze’ye kimlerin kabul edileceği sorusu, sadece bir sağlık ve bakım meselesi değil, aynı zamanda toplumsal yapının, sınıfın, cinsiyetin ve etnik kimliğin şekillendirdiği bir sorudur. Bu mesele, toplumsal eşitsizliklerin yansımasıdır ve bu eşitsizliklerin çözülmesi, daha adil ve kapsayıcı bir toplum yaratılmasına yardımcı olabilir.
 
Üst