Cömert tersi nedir ?

Selin

New member
Cömertliğin Tersi: Kıtlık ve Kendi Menfaatini Önceliklendirmek

Hepimiz cömertliğin değerini çok iyi biliyoruz. Yardım etmek, başkalarına sahip olduklarımızı sunmak, toplumda pozitif bir etki yaratmak… Ancak bu kavramın zıt anlamlısı, yani cömertliğin tersi, genellikle göz ardı edilen, bazen de yanlış anlaşılan bir konu. Cömertliğin tersini incelemek, sadece bir kavramı anlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal ilişkilerdeki temel dinamikleri ve değerleri sorgulamamıza da olanak tanır. Gelin, cömertliğin tersini ve toplumsal etkilerini hem verilerle hem de günlük hayattan örneklerle ele alalım.

Cömertliğin Tersini Tanımlamak: Kıtlık ve Bencillik Üzerine Bir Bakış

Cömertliğin tersi, genellikle bencillik ve kıtlık düşüncesiyle ilişkilendirilir. Bencil bir insan, kendi çıkarlarını, başkalarının ihtiyaçlarının önünde tutar. Kıtlık düşüncesi ise, kaynakların sınırlı olduğuna ve bu yüzden başkalarına vermenin kişisel kayıplara yol açacağına inanır. Bu iki kavram bir arada düşündüğünde, cömertliğin tam zıttı olan bir yaklaşım ortaya çıkar: “Benim, benim, benim.” Cömertlik, başkalarına sahip olduklarını sunmayı içerirken, kıtlık düşüncesi, her şeyin bir sıfır toplamlı oyun olduğunu ve daha fazlasını almak için başkalarından alınması gerektiğini savunur.

Verilere dayalı bir bakış açısıyla, yapılan bir araştırma, bireylerin kendilerini daha kıt bir dünyada yaşarken hissettiklerinde, daha bencil davrandıklarını göstermiştir. Örneğin, "Cömertlik ve Karşılıklı Yardımlaşma" üzerine yapılan bir çalışmada, insanlar ekonomik kriz zamanlarında, refah düzeylerinin düştüğünü düşündüklerinde, sosyal yardımlaşma ve başkalarına verme konusunda daha isteksiz hale geldiklerini ortaya koymuştur (Zahn et al., 2020). Bu, cömertliğin tersinin, ekonomik faktörler ve kişisel çıkarlar doğrultusunda şekillenen bir davranış modeli olduğunu gösteriyor.

Erkek Bakış Açısı: Sonuç Odaklılık ve Kendi Çıkarlarının Öne Çıkması

Erkekler genellikle daha pratik ve sonuç odaklı düşünmeye eğilimlidir. Cömertliğin tersini incelediklerinde, genellikle bu davranışı daha çok kişisel çıkarlarla ilişkilendirirler. Yani, bir erkek kıtlık düşüncesiyle hareket ettiğinde, genellikle daha fazla kazanma ve kaybı engelleme amacı güder. Bu noktada, "benim daha fazlam olmalı" bakış açısı devreye girer.

Örneğin, iş dünyasında liderlik yapan bir kişi, şirketinin ekonomik büyümesini artırmaya yönelik aldığı kararları değerlendirirken, kıtlık düşüncesiyle hareket edebilir. Bu durumda, daha fazla kar elde etmek için çalışanlarına daha az ödeme yapmayı, kaynakları daha verimli kullanmayı ya da genel giderleri kısmayı tercih edebilir. Bu tutum, kısa vadede iş dünyasında başarılı görünse de uzun vadede takım ruhu ve çalışan memnuniyeti gibi faktörlerin göz ardı edilmesine yol açar.

Ayrıca, bu yaklaşım kişisel yaşamda da yansır. Erkekler, ilişkilerde genellikle kendi çıkarlarını ön planda tutma eğiliminde olabilirler. Bu, arkadaşlıklar, aile bağları ve partner ilişkilerinde de benzer şekilde ortaya çıkabilir. Kıtlık düşüncesi, bazen insanları yalnızca maddi kazançlara odaklanmaya, duygusal ya da manevi paylaşımdan uzaklaşmaya itebilir.

Kadın Bakış Açısı: Sosyal İlişkilerde Empati ve Dayanışma

Kadınların bakış açısı genellikle daha sosyal ve duygusal etkilere odaklanır. Cömertliğin tersinin yansıması, kıtlık düşüncesi ve bencillik, kadınlar için çoğu zaman toplumsal ilişkilerin zedelenmesi anlamına gelir. Kadınlar, başkalarına yardım etmenin, bir toplumu bir arada tutmanın ve sosyal bağları güçlendirmenin önemini vurgularlar. Kıtlık düşüncesinin kadınlar üzerindeki etkisi, çoğunlukla daha büyük bir toplumsal ve duygusal yalnızlık hissi yaratabilir.

Örneğin, kadınların çoğu, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın önemini, başkalarına verme ve onlardan yardım alma üzerinden değerlendirir. Bir kadının daha az cömert olduğu, yani kıtlık düşüncesine dayalı bir tavır sergilediği bir toplumda, daha fazla yalnızlık ve sosyal kopukluk yaşanabilir. Kadınlar için, bu tür durumlar sadece maddi kayıpları değil, aynı zamanda duygusal ve toplumsal kayıpları da ifade eder. Bu, özellikle ailevi ilişkilerde, arkadaşlık ilişkilerinde ya da partner ilişkilerinde belirginleşir. Yardımlaşma ve empati eksikliği, kadınlar için sosyal bağların zayıflamasına yol açabilir.

Bir başka örnek, kadınların gönüllü çalışmalarda ya da sosyal yardımlaşma organizasyonlarında daha fazla yer almasıdır. Çeşitli araştırmalar, kadınların daha fazla gönüllü çalışmalarına katıldığını ve başkalarına yardım etme konusunda daha fazla empati gösterdiklerini ortaya koymaktadır. Ancak, kıtlık düşüncesinin yaygın olduğu bir ortamda, kadınlar da zamanla kendi çıkarlarını ön plana çıkarabilir ve bu tür toplumsal katkılar azalabilir.

Cömertliğin Tersinin Toplumsal Etkileri ve Sonuçlar

Cömertliğin tersi olan bencillik ve kıtlık düşüncesi, sadece bireylerin değil, toplulukların da zararına olabilir. Kıtlık düşüncesi, genellikle insanların başkalarına yardım etmektense, kendi çıkarlarını savunmalarına yol açar. Bu, toplumsal bağları zayıflatır, empatiyi azaltır ve toplumsal huzursuzluğu artırır. Örneğin, ekonomik kriz dönemlerinde ya da doğal felaketler sırasında, yardımlaşmanın eksikliği, toplumda büyük bir ayrımcılığa ve eşitsizliğe yol açabilir.

Toplumların daha cömert ve dayanışmacı bir yapıya sahip olması, hem bireysel düzeyde hem de toplumsal düzeyde daha sağlıklı ilişkilerin kurulmasını sağlar. Cömertlik ve kıtlık düşüncesi arasındaki denge, toplumsal barış ve ekonomik dengeyi sağlamak için kritik bir faktördür.

Sizce, cömertliğin tersi olan kıtlık düşüncesi, toplumsal bağları nasıl etkiler? Bencillik yerine daha cömert bir toplum nasıl inşa edilebilir?
 
Üst